Buz Dağının Görünen Kısmı: KLİTORİS- Merih Elvan
Cinsellikte yaşanan hazzı tatmamızdan her zaman korkuldu.Yıllar önce hiç hazzı yaşamayalım diye klitorisimizi kestiler şimdi de doğurganlık üzerindeki haklarımızı sınırlandırmaya çalışıyorlar. Tüm bunlar onların demesiyle ”aile” kavramının temelini sarsmaktır ya da nufüs politikalarına ters düşmektedir. Bir kadın dünyaya anne olmak için gelmez,anne olmak ya da olmamak kadının kendi tercihidir. Kaldı ki biyolojik olarak buna uygun olmayan kadınlar da vardır. İktidar bu kadınları yok saymakta, ”Çocuğu olmayan kadın ‘yarım kadındır” demektedir.
Klitoris belki bir kısmımızın duyduğu bir kısmımızın da hiç duyamadığı organımız. Ben bu yazıda üstü örtülmeye çalışılan kadın cinselliğiyle birlikte yok sayılmaya çalışılmış ama halkın yarısını oluşturan ve hızla kendini geliştiren kadınlarla mümkün kılamayacakları kadın hazzının merkezinden,yani klitoristen bahsedeceğim.
Sizi buz dağının görünmeyen kısmına yolculuğa davet ediyorum. Bu yolculuk hepimiz için kadın cinselliği kapılarını aralayacak. Vajina dediğimizde bir çoğumuz ne olduğunu biliyor ya da nerede dediğimde şüphesiz gösterebilir peki ya klitorisinizi biliyor musunuz? Ya bildiğiniz gibi değilse?
İlk olarak klitorisinizin nerede olduğunu konuşalım. Vajinal dudaklarımızın üstte birleştirdiği yerdedir ,büyüklüğü değişmekle birlikte üstünü kaplayan bir deri parçası vardır. Kendinizde baktığınızda 3 veya 4 cm’lik bir organ göreceksiniz. Lakin işin aslının o kadarla kalmadığını konuşacağız. Küçük bir kısmını görebildiğimiz klitoris aslında gördüğümüzün 4 veya 5 katıdır ve bununla da kalmaz.Menopoza kadar büyümeye devam eder. Görünenin 4 veya 5 katı olan klitoris penisin ucunda bulunan sinir uçlarının da 2 katından fazlasını barındırmaktadır.Orgazma ulaşıldığında kanla dolan bir kas yapısına sahip ve erektildir.
Peki biz bu bilgilere ne zaman ulaştık? Bugün ki halini görmemiz 22 yıl öncesine uzanıyor bakıldığında.Kadınlarda hazzın merkezi olan bu kadar önemli bir organın keşfinin bu kadar uzun zaman alması aslında kadın cinselliğine verilen değeri gösteriyor. 1998 yılına geldiğimizde ise Avusturalyalı Ürolog Helen O’Connell, klitorisin tam olarak anatomisini çıkarmıştır. Aslında klitorisin varlığı ve kadın cinselliği üzerindeki etkisi uzun yıllardır bilinmektedir. Bunu kadın cinselliğinin üstünü kapatmaya çalışıp kadını sadece annelik kalıbına sığdırmaya çalışan ataerkil toplumun yaptığı ve hali hazırda yapılmakta olan ‘kadın sünneti’ denilen,birçok kadının ölümüne sebep olan uygulamada görebiliriz. Kadın sünneti kabaca bir kadının klitorisinin bir bölümünün veya tamamının çıkarılmasıdır. Klitorisin üstü bu şekilde kapatılır ve sadece vajinal boşluğumuz açıkta kalır:cinsel ilişkinin yaşanıp bir bebeğin dünyaya geliş kapısı.
Cinsellikte yaşanan hazzı tatmamızdan her zaman korkuldu.Yıllar önce hiç hazzı yaşamayalım diye klitorisimizi kestiler şimdi de doğurganlık üzerindeki haklarımızı sınırlandırmaya çalışıyorlar. Tüm bunlar onların demesiyle ”aile” kavramının temelini sarsmaktır ya da nufüs politikalarına ters düşmektedir. Bir kadın dünyaya anne olmak için gelmez,anne olmak ya da olmamak kadının kendi tercihidir. Kaldı ki biyolojik olarak buna uygun olmayan kadınlar da vardır. İktidar bu kadınları yok saymakta, ”Çocuğu olmayan kadın ‘yarım kadındır” demektedir.
Bir kadının cinsel yaşamdaki hazzını klitorisini keserek elinden alamazsınız .Orgazm sadece klitorisle olmaz. Bir kadının ya da bir insanın orgazm olup cinsel hazzı yaşamak için üreme organlarına ihtiyacı yoktur.
Günümüzde de bakıldığında medyada bu konu hakkında yeterli içerik bulunmamaktadır. Klitorisin varlığı aslında kadın cinselliği hakkında bilgilerimizi hangi organ etrafına toplamamız gerektiğini gösteriyor. Kadın sadece bir hazneden,bir boşluktan ibaret değildir. Vajinanın Latincesi bile ‘kılıç tutucu’ anlamına gelmektedir. Kadın ve kadın cinselliği bu kadar küçük görülmemelidir. Klitoris görünürlüğünü sağlamak adına ABD’li sanatçı Sophia Wallace ‘CLITERACY’ adında bir sanat çalışması başlatmıştır. Klitoris ve literacy (okuryazarlık) kelimelerinin birleşimiyle oluşturulan bu çalışma bir çok kadına ve kitleye ulaşmıştır. Klitorisin tam şeklini tanıtmak amacıyla bir çok çalışma yürütülmüştür. Klitoris desenli halılar,kumaşlar,heykeller,küpeler vb. birçok ürün ortaya koymuşlardır. Ne yazık ki Türkiye’de bu çalışmayla alakalı Türkçe bir yazı ve kaynak bulmak güç.
Cinselliğimizi sadece ”anne olma” ile veya ”üreme” ile sınırlandıran tüm erklere karşı biz kadınlar bedenlerimizden de cinselliğimizden de vazgeçmiyoruz.