Korona ve Çocuk İşçiliği- Aybüke Bozdoğan
Uluslararası Çalışma Örgütü çocuk işçiliğini, ”Çocukları çocukluklarını yaşamaktan alıkoyan, potansiyellerini ve saygınlıklarını eksilten, fiziksel ve zihinsel gelişimlerine zarar verici işlerde istihdam edilmesi.” olarak tanımlıyor. Çocuğun çalışma hayatına itilmesinin birçok nedeni var. İşsizlik ve gelir dağılımı sorunuyla birlikte ailenin yoksullaşması, çocuğun yıllar boyu ucuz iş gücü olarak çalıştırılmasının en birinci sebeplerinden. Çocuğu çalışmaya iten bu sebeplerin başında ekonomik olarak geçinememe ve aile tarafından çocuğun ihtiyaçlarının karşılanamaması geliyor.
Ülkemizde Covid-19 vaka ve ölüm sayısının artmasıyla birlikte belli yaşlar için sokağa çıkma yasağı getirildi. Ağır risk grubunda olan 65 yaş üstü ve 20 yaş altındaki vatandaşların sokağa çıkmaları yasaklandı. Bununla birlikte bu yaş skalasında olan insanlar hayatını devam ettirebilmek için çalışma zorunluluğunu askıya alma mecburiyetinde kaldılar. Özellikle çalışma yoğunluğunun fazla olduğu 20 yaş altı için İçişleri Bakanlığı yayınladığı ek genelge ile 18 ile 20 yaş arasındaki kamu çalışanlarını, özel sektörde çalıştığını belgeleyenleri ve mevsimlik tarım işçilerini sokağa çıkma yasağından muaf tuttu. Bunun yanında 15-18 yaş arası çalışan genç işçi ve 14-15 yaşındaki çocuk işçiler için bir adım atılmadı. Çalıştıkları zamanlarda çalışma şartları, çalışamadıkları zamanlarda maddi olanakları iyileştirilemeyen bu genç ve çocuk işçiler için yıllardır atılmayan adımlar atılmalı özellikle bu virüsün olduğu süreçte maddi olarak desteklenmelidirler.
Uluslararası Çalışma Örgütü çocuk işçiliğini, ”Çocukları çocukluklarını yaşamaktan alıkoyan, potansiyellerini ve saygınlıklarını eksilten, fiziksel ve zihinsel gelişimlerine zarar verici işlerde istihdam edilmesi.” olarak tanımlıyor. Çocuğun çalışma hayatına itilmesinin birçok nedeni var. İşsizlik ve gelir dağılımı sorunuyla birlikte ailenin yoksullaşması, çocuğun yıllar boyu ucuz iş gücü olarak çalıştırılmasının en birinci sebeplerinden. Çocuğu çalışmaya iten bu sebeplerin başında ekonomik olarak geçinememe ve aile tarafından çocuğun ihtiyaçlarının karşılanamaması geliyor. Bu durumda çocuk, aile bütçesine katkı sağlamak amacıyla ya çalışmak ya da çalıştırılmak zorunda kalıyor. Makineleşmeyle birlikte el becerisi gerektirmeyen işlerin artması da çocuğun iş hayatına atılmasını kaçınılmaz hale getiriyor. Normal bir yetişkinin çalıştığı işte daha az bir ücretle çalışan çocuk, işveren tarafından bir sömürü malzemesi halini alıyor. Bunun yanında çocuğun kendi hakkını arayamama ve ekonomik olarak çalışmaya mecbur olma durumu da işverenin çocuk işçi tercih etmesinin ana sebeplerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Peki 18 yaş altı çocuk ve genç işçilerin çalıştırılmalarının esasları nelerdir?
İlk olarak genç ve çocuk işçilerin işe alınmadan önce mutlaka iş yeri hekimi, işçi sağlığı dispanserleri veya bunların bulunmadığı durumlarda sağlık ocağı veya belediye hekimlerine muayene ettirilerek çalışacağı işin niteliğine ve şartlarına göre o işte çalışmaya uygun olduğuna dair sağlık raporu alınması gerekiyor. İşçi çalıştırılmaya devam edildiği sürece 18 yaşını doldurana dek her altı ayda bir yeniden sağlık kontrolünden geçmesi zorunlu kılınıyor. Sağlık kontrolünün dışında çocuğun çalışacağı işteki çalışma koşulları da düzenlenmiştir. Yüz kızartıcı suçlardan veya çocuklara karşı işlenen suçlardan hüküm giymiş işverenlerin veya işveren vekillerinin 18 yaş altı işçi çalıştırmaları yasaklanmıştır. 16 yaşını doldurmamış genç işçilerin ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılması yasaktır. Ayrıca Ağır Ve Tehlikeli İşler Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Ekinde belirtilenler dışındaki işlerde genç işçilerin çalıştırılması yasaklanmıştır. İş günündeki çalışma saatleri günde 14 saat kesintisiz dinlenme verilecek şekilde düzenlenmiştir. Okuluna devam eden genç işçi veya çocuk işçiler eğitim dönemlerinde eğitim saatleri dışında günde en çok 2 saat çalıştırılabilirler. Eğitimleri devam ederken haftalık çalışma saatleri toplam 10 saati aşamaz. Çocuk ve genç işçilerin hafta tatilleri ise en az kesintisiz 40 saat olmalıdır. Bu sürelerin ücretleri de kendilerine ödenmelidir. İş Kanununda 18 yaş altı işçilerin yıllık izin hak edişleri 20 günden az olamaz ve kesintisiz kullandırılması esas alınır. Bunların hepsi 4857 sayılı İş Kanununda açıkça belirtilmiştir. İş Kanununun 71. maddesine göre: ”On beş yaşını doldurmamış çocukların çalıştırılması yasaktır. Ancak,on dört yaşını doldurmuş ve ilköğretimi tamamlamış olan çocuklar;bedensel, zihinsel ve ahlaki gelişmelerine ve eğitime devam edenlerin okullarına devamına engel olmayacak hafif işlerde çalıştırılabilirler.” Fakat çalışma şartlarına bakıldığında 14 yaş ve altı çocukların da kayıtsız olarak çalıştırıldığını görüyoruz. 2018 verilerine göre Türkiye’de yaklaşık 2 milyon çocuk işçinin çalıştığı açıklandı. Bu çocukların her 10’undan 8’i güvencesiz olarak çalışıyor, çalıştırılıyor. Türk İş Kanununda Çocuk İşçilerin Korunması ile: ”Belirli yaşın altındakilerin çalıştırılmaması,çalışmalarına müsaade edilen yaştaki çocuğun belirli işlerde veya belirli dönemlerde çalışmasının yasaklanması.” gibi düzenlemeler göz ardı ediliyor. Gerek 1457 sayılı İş Kanunu gerekse 4857 sayılı yeni İş Kanununda çocuk işçiler açısından diğer işçilere göre açıkça bir ücret farkı öngörülmemesine rağmen çoğu çocuk yetişkinlerle aynı ağırlıktaki işlerde çalıştırılıp daha az ücrete tabi tutuluyor.Özellikle sanayi gibi yerlerde çalıştırılan çocukların Ağır ve Tehlikeli İşler Yönetmeliğinde gösterilen işlerde çalışması yasaklanmasına rağmen sağlıklarını ve emniyetlerini tehlikeye düşürecek koşullarda çalıştırıldıklarını görüyoruz.Bu çocukların, 20 yaş altı için sokağa çıkma yasağı gelmeden önce Covid-19 salgınıyla birlikte güvencesiz olarak çalıştırılmaları hayatlarını riske atıyordu.Sokağa çıkma yasağı geldikten sonra ise çalışamamaktan ötürü maddi yetersizliklerle boğuşuyorlar. Bahsettiğimiz bu insanlarsa henüz yaşlarının kaç olduğu bilincine varılmadan ailenin ekonomik yükleri sırtlarına yüklenmiş çocuklar.
Salgın sürecinde maddi ve manevi olarak ihtiyaçlarının karşılanması gereken bu çocuklar için gerekli olan adımlar bir an önce atılmalı,bu anlamdaki tüm mağduriyetlerin önüne geçilmelidir. Bu süreç bittikten sonra ise devlet tarafından ekonomik olarak desteklenmesi gereken bu çocukların çalışma koşullarının düzenlendiği gibi denetimleri de yapılmalı ve hakları güvence altına alınmalıdır. Geleceğimiz olan bu çocuklara daha küçük yaştan itibaren ucuz emek olarak bakmak yerine çocukluklarını yaşayabilecekleri bir dünya hediye etmek aslında bugün hepimizin sorumluluğudur.